Prenses Deniz

Bir varmış bir yokmuş… Mavi suların ötesinde, çam kokulu uzak bir diyarda güzelliği dillere destan Prenses Deniz yaşarmış. Deniz, halkının çok sevdiği Kral Fatih’in kızıymış.

Baş mühendis Ediz

Sarayın en güvenilir baş mühendisi Ediz, her sefer öncesi krala mancınıklar, toplar tasarlar; geçit vermez ırmaklara köprüler kurarmış. Kral, krallığın başarısında Ediz’e çok güvenir ama soylu ailelerin evlatları dururken kızını bir mühendise vermek istemezmiş. Bu yüzden Ediz ve Deniz her ne kadar birlirlerine olan aşklarını krala söyleseler de kral bir türlü onların evliliklerine onay vermezmiş.

Ediz görevleri tamamlıyor

Yine bir gün kral sefere çıkmadan önce Ediz’e bazı görevler vermiş. Ediz bin bir diyardan malzemeler getirmiş, detaylı planlar hazırlamış ve her zamanki gibi kralın istediklerini başarıyla inşa etmiş.

Kral sefere çıkar

Kral, yine Ediz’in görevlerini tamamlamasından sonra askerlerini alıp sefere çıkmış.

Kötü cadı Deniz ve Luna'yı kaçırıyor

Bu sırada kraldan intikamını almak isteyen kötü bir cadı fırsattan istifade kralın kızı Prenses Deniz’i kaçırmaya karar vermiş ve kral ülkesinden çıkar çıkmaz bir büyü yaparak Deniz’i ve kedisi Luna’yı kaçırarak uzak diyarlarda sisli bir ormanın sonunda yüksek bir kuleye hapsetmiş.

Ediz Deniz'i arıyor

Deniz kuledeyken Ediz’in bir şekilde onu bulup kurtaracağından, krallığına geri götüreceğinden emindir, hiç bir zaman umudunu kaybetmez. Ancak onu nasıl bulacağını bilemez.

Ediz mektuplar yazıyor

Kral gittikten sonra Deniz’i arayan Ediz onu hiç bir şekilde bulamaz. Tüm krallığa haber salar, her köye gidip tek tek arar ancak Deniz’den hiç bir şekilde haber alamaz.

Güvercinlere mektup bağlanıyor

Yüzlerce mektubu tek tek yazar ve yüzlerce güvercinin ayaklarına bu mektupları bağlayan Ediz, Deniz’in parfümünü her bir güvercine koklatarak Deniz’i bulmaları için onları doğaya salar.

Deniz Luna'ya fısıldıyor

Deniz de bu sırada kulede boş durmaz. O da bu kötü cadının elinden kurtulmak için plan yapmaya başlar. Deniz, Luna’nın kulağına eğilip kalbinde hiç sönmeyen umutla fısıldamış: “Luna, Ediz’i bul ve ona yol göster. Bizi sadece o kurtarabilir.”

Luna kulenin parmaklıklarından süzülüyor

Luna kıvrak bir hareketle parmaklıklardan süzülmüş, taş duvarlardaki çıkıntılara basa basa aşağı inmiş.

Luna güvercinin mektubunu kokluyor

Dağlar aşmış, dereler geçmiş. Yana yakıla krallığı ararken birden bir güvercin görmüş. Tam avcı içgüdüsüne yenik düşüp güvercine pençelerini uzatacakken birden güvercinin bacağına bağlanmış olan mektubu farkeder. Hemen mektubu koklamaya başlar. Ve o da nesi? Bu mürekkep? Bu koku? Evet bu mektubu Ediz yazmış olmalıydı. Ediz’in yazdığı mektubun kokusunu Luna’dan daha iyi tanıyacak kimse yoktu. Ne de olsa Ediz, daha önce Deniz’e defalarca mektup yazmış ve Luna o meraklı burnu ile her seferinde mektupları derin derin koklamıştı. Başka bir mektubun kokusunda benzemiyordu bu.

Güvercin Luna'ya yol gösteriyor

Güvercine zarar vermek yerine usulca yumuşak şekilde miyavlayıp onu Ediz’e götürmesini ister. Güvercin de kanatlarını çırparak onun üzerinden uçarak Luna’ya krallığın yolunu gösterir.

Luna ve Ediz yola koyuluyor

Birlikte uzun yollar aştıktan sonra sonunda krallığa ulaşırlar. Luna hemen koşarak Ediz’in atolyesine gider. Ediz’in gözleri onları görünce sevinç ve umutla parlar! Hemen Luna’ya “Deniz nerede?” diye sorar. Ediz’in paçasından tutan Luna, onu Deniz’e götürmeye çalışır.

Kule uzakta belirir

Ediz Luna’yı kucağına alır, atının önüne onu oturtur ve yola koyulurlar. Luna patisiyle aynı bir pusula misali Ediz’e sürekli yol tarif eder. Ara ara durup havayı koklar ve doğru yolu bulur. Engin ovaları, sisli vadileri geride bırakırlar.

Kule uzakta belirir

Sonunda ağaçların arasından, sis bulutlarını delen kuleyi görürler.

Deniz pencereden onları görüyor

Pencereden onları gören Deniz’in yüzü gül bahçesine döner.

Ediz merdiven yapıyor

Ediz, Deniz’i kurtarmak için hemen bir plan yapar. Kılıcını çeker ve çevredeki sağlam ağaçları kesip parça parça birleştirerek kulenin penceresine uzanabilecek kadar bir merdiven inşa eder.

Luna taşı kapıyor

Tam Ediz, mervideni kuleye doğru taşırken kötü cadı birden bire belirir. Ve şiddetle bağırmaya başlar! “Kraldan intikamımı almama hiç kimse engel olamaz! Bu parmaklıklar sihirle yapıldı ve büyülü taş dışında hiç bir güç bu parmaklıkları yerinden sökemez! Hahahahaha!”

Ediz, daha önce hiç bir büyücüyle savaşmamış, ancak haklarında çok şey okumuştur. Bir büyücüyü normal bir şekilde alt etmek neredeyse imkansızdır ancak büyülü taşları olmadan büyücülerin hiç bir gücü de yoktur. Hemen Luna’ya doğru seslenir: “Luna!, şimdiiii!”

Luna taşı kapıyor

Büyücü tam Ediz’i de büyü ile hapsedecekken Luna birden fırlar ve atik pençeleriyle büyücünün asasının ucundaki taşı çalar ve Ediz’e getirir. Olanları yukarıdan izleyen Deniz, sevinç çığlıkları atmaya başlar.

Ediz cadıyı hapsediyor

Ediz, kitaplardan okuduğu bilgiler ile büyülü taşı kullanarak kötü cadıyı bir kafese hapseder ve hemen Deniz’i kurtarmak için merdivenin başına geçer.

Parmaklıklar eriyor

Ediz, merdivenden yukarı tırmanırken büyülü taşı kullanarak kulenin parmaklıklarını eritir.

Evlilik teklifi

Ediz’in bu yaptıklarını gören Deniz ona aşkla bakar ve çok mutlu olur. Deniz, Ediz’e bir kez daha aşık olmuştur. Ediz için ise Deniz olmadan her şey anlamsızdır ve onun için alınamayacak hiç bir risk yoktur. Kuleye tırmanan Ediz, hemen Deniz'e sarılır ve sevinçten gözleri dolar. Ediz, hemen Deniz'i kucaklayıp merdivenden aşağı indirir. Sonunda sevdiği kadını pis cadının elinden kurtarmıştır. Ediz, çabucak Deniz ve Luna’yı atına bindirip onları krallığa geri götürür.

Mutlu son

Uzun macera dolu bir yolculuğun ardından sonunda krallığa varırlar. Seferden yeni dönen kral, kızının Ediz ile birlikte uzaklardan geldiğini görünce çok mutlu olur ve Ediz’in kulağına “Sen bana kızımı geri getirdin, artık evlenmenize mani olmayacağım der.”

Bunu duyan Ediz hemen atolyesine gidip Deniz için hazırladığı yüzüğü alır ve krallık meydanına geri döner. Meydanda Deniz’e evlilik teklif eder ve Deniz, "Evet, evet, eveeet!" Diye bağırır.

Mutlu son

Tüm halk mutluluktan havalara uçar. Artık kötü cadı hapsedilmiş, prensesleri geri dönmüş ve üstelik kralın en güvendiği kişi ile evlencektir. Luna da onların etrafında mutlu mutlu koşturmaya, miyavlayarak aşk şarkıları söylemeye başlar.

Hemen ertesi gün Kral büyük bir tören düzenler. Deniz ve Ediz şatoda dillere destan bir düğünle evlenirler. Kutlamalar kırk gün, kırk gece sürer. Artık krallıkta herkes mutludur. Deniz, Ediz ve Luna ise sonsuza dek mutlu mesut yaşarlar.

Tüm krallıkta bu aşk dilden dile dolaşır ve krallığın her bir toprağının her bir karışı bollukla bereketle dolar taşar.